Fucking Åmål


“Pazartesi
Neden bu kadar aptalım? Neden Elin’i seviyorum?
Onu seviyorum ve ondan nefret ediyorum.
Ölene kadar seveceğim ama kimse beni onun kadar incitmedi.”

Yukarıda yazılan şey bildiğiniz gibi ilişkilerin ve hayatın temel gerçeklerinden birisi, en çok sevdiğiniz sizi en çok üzebilecek olandır. Peki bu yukarıdaki sözler, cinsiyet bağımsız okunsa da aynı anlamlara gelmiyor mu? Bunu bir kadının başka bir kadına ya da bir erkeğin diğerine yazması ne derece önemli, insanız ve aynı kapılara çıkıyoruz her zaman. Özgür olduğumuzu düşündüğümüzde bile toplumun sınırlarıyla çevrili bir parkta koşuyoruz sadece.

Fucking Åmål, 1998 tarihli bir Lukas Moodysson filmi. İsveç^in küçük ve sıkıcı kasabalarından birisinde yaşayan Elin ve Agnes isimli iki kız^ın cinselliği tanıması ve topluma ters gelen şekilde kendi gerçeklerini yaşaması üzerinedir. Elin, hayatın hiçbir özel ya da güzel yanını kendisine sunmadığını anlayıp “değişik” olmak arzusuyla yanıp tutuşan bir kız olsa da Agnes, herkese farklı ve garip gelen şeyin doğal halidir. Aslında Agnes^in annesin oğluna lezbiyenliği açıklarken “bunda kötü bir şey yok” dedikten sonra kızı için endişelenmesinde saklı olan öz^ü yakalayabiliriz. Her şey hakkında atıp tutuyoruz, özgürlüklere, düşüncelere, tercihlere önem veren güzel insanlarız değil mi? Peki ya bunlar yanımıza geldiğinde, yakınlarımız “diğerlerine farklı geleni” seçtiklerinde hala aynı güzel insan olabiliyor muyuz?

Bilmiyorum, ama Lukas burada bir çok insanın aslında iyi olmadığını anlatmış, her zamanki gibi de bunu çok iyi aktarmış.. Dünyada kokmuş ne kadar düşünce, kokuşmuş ne kadar insan varsa bunların filmini Moodysson çeksin istiyorum, bana herkesten daha dürüst geliyor..

Buradan Lilja 4-Ever^a atlayabilirsiniz..

4 yorum:

  1. ceninq said,

    moodysson'ın ilk izlediğim filmi olmasından kaynaklı,en sevdiğim filmidir de.agnes'in masumane güzelliği,elin'in tekdüzelikten kurtulma heyecanı,amal kasabasının dünya dan çok uzakta bir yer olması..evet belki de bunu bu kadar yalın ve içten sadece moodysson anlatabilirdi.

    on 3 Haziran 2007 19:36


  2. hayalmeyal said,

    çok sade ve başarılı bir gençlik filmi. yönetmenin diğer filmlerine göre ne kadar da naif bir film, sonra ne olmuş bu adama da yüreğimizi sökmeye karar vermiş kim bilir.

    on 7 Haziran 2007 15:19


  3. adam kesher said,

    lukas moodysson'un en iyimser filmi. çok güzel bir film. lukas'ın diğer filmleri gibi bizi kahretmiyor. yumuşak sade hoş bir gençlik filmi olmuş. filmin müzikleri çok güzel. elin'in tuvalet fırçası ile tehditkar sözler sarfettiği sahne çok güzel. çikolatalı süt üzerine geçen muhabbetlerde çok güzeldi. bi de agnes ne güzel bir isim. söylemesi çok keyifli gerçekten..

    on 10 Haziran 2007 23:38


  4. Emre said,

    çok içten ve samimi bulduğum bir film oldu. müzikleride ayrı bir güzellikteydi.

    on 8 Temmuz 2007 20:32