Beynelmilel


Necati Akpınar'ın yapımcılığını, Sırrı Süreyya Önder'in de yönetmenliğini üstlendiği, 2006 yapımı bir BKM Film yapımı Beynelmilel. Başrollerinde Cezmi Baskın, Özgü Namal, Niyazi Kırık, Meral Okay, Umut Kurt (bir de jenerikteki gibi yazmak gerekirse) ve Oktay Kaynarca var. Bütün eksilerine rağmen güzel bir film, özellikle Cezmi Baskın'ın kendine hayran bıraktığı bir film.

1982 yılının yaz aylarının bir kaç gününde, sıkıyönetimin en sıkı olduğu bir sırada, Adıyaman'ın Eryaman ilçesinde geçiyor hikayemiz. Askerler gevende diye bilinen yerel müzisyenlerden bir orkestra kurmaya kalkarlar ki bayram seyran cenaze karşılama vb günlerde marş çalacak birileri olsun. Üzerlerinde "temsili düşman üniforması", ellerinde tambur klarnet, bahar karşılama marşı niyetine Komünist Enternasyonelin marşını çalışır dururlar da kimse de bilmez ne çaldıklarını. Çocuklar, kuşlar; zaten ha kuş ha çocuktur onlar için. Ta ki konseyin (Milli Güvenlik Konseyi) beş paşası ("Beşiniz de paşasınız, zorluklara koşarsınız.") kente gelip de onların karşılama töreninde bu marş çalınana kadar. Sonrası malum: tutuklamalar, dayaklar, idamlar, gözyaşları ve kaçınılmaz SON.

Kısaca böyle özetlenebilir bu eksisi bol film. Pekiyi nedir bu eksiler? Yukarıda filmin yapım şirketini bilhassa belirttim. Çünkü film çok üzgünüm Vizontele Tuuba'nın neredeyse aynısı gibiydi. Konuşmalar aynı, oyuncular aynı, pavyon açılıyor, illa bir tane devrimci genç var büyük şehirde okuyan hani aileleri kaymakam olacak diye bilir bunları halbuki "Ekonominin Temelleri"nin iç kapağı aslında Friedrich Engels'dir. Karşılıklı söylenmemiş aşklar var, aile dramları var. Bir de fonda ihtilal dönemi var.

Filmin bana göre ikinci eksisi, ki seveni çok olabilir ama bir kez daha üzgünüm, son dönemde nereye baksak karşımıza çıkan Axess kızı pembe yanaklı, çatlak sesli insan Özgü Namal. Sevmedim, sevemiyorum, hatta "en sevmeyen insan bile Beynelmilel'i izledikten sonra sever" dediler, izledim gene de sevemiyorum. Her ne kadar filmin sonundaki "baba" feryadı içimi de acıtsa, ne oyunculuğunu ne de kendini beğeniyorum. Bu kadar alternatifsiz midir bu kadın bilmiyorum ama nereye baksam sarı çizgili kıyafetlerle görüyorum ben onu. Hatta o kadar ki filmde sevindirik olduğu sahnede bir yürüyüşü vardı zıpzıp, tam Axess kızı.

Gelelim filmin artılarına: Abuzer Yayladalı rolünde devleşen Cezmi Baskın, Meral Okay nam-ı diğer Arzum Çilem, gevendelerin müziği, alaturka Enternasyonel ki zaten kendisi beynelmilel bir şarkı, ölçülü oyunculuklar, dozunda bir duygusallık, Dilber Ay ve Kahtalı Mıçı gibi isimlerden dinlediğimiz Adıyaman türküleri ve en önemlisi üzerine düşünülmüş espriler. Kabir başında saksafonlar zillerle Allahümme salli ala çalan bir grup adam, üzerlerinde Birinci Dünya Savaşı yıllarında Fransız ordusunun giydiği üniformaların benzerleri; ben zaten devrimci oldum-iyi yapmışsın, bandoya para yapıştırırlar mı ve tabii ki halkımız da üç ay bekleseymiş ya...

Son dönem Türk sinemasında olduğu üzere bol yan karakterli ama onların üzerinde oynayamadan biten filmlerden biri Beynelmilel. Diyaloglar çok şey anlatır gibi görünüyor ama asıl etiketlerle anlatıyor derdini yönetmen. Bir devrimcinin tek nişanlısı ölüm mesela, hem zaten kadınlar da iki taraftan birden sömürülüyor. Pavyonda kültür n'arasın benim kızım? Devrimi de Cemal Gürsel Paşa yapmıştı zamanında. Sonra metaforları çok güzel kullanıyor film. Ölünün arkasından çalınan çalgı askerin mevlüdü oluyor, Halkevi pavyona dönüşürken Piç Haso'nun Gu-er-ni-ca'sı'nin yerini Arzum Çilem afişi alıyor. 80 sonrasında silinip gidenler gözümüzün önüne geliyor bir bir. Müzikleri ne de güzel veriyor duygusunu, daha bir gerçek oluyor. İnsan sessiz çalınan Lorke'ye kahkahalarla gülerken kalkıp halayın arasına girivermek istiyor. Bu arada o kemanı acaba gerçekten Cezmi Baskın mı çalıyor?

Ve sonuç... Her türlü eksisine rağmen güzel bir film oluyor Beynelmilel. Aynı dönemin filmleri olarak karşılaştırıldığı Vizontele Tuuba'yı solda sıfır bırakıyor; Babam ve Oğlum kadar üzmüyor, çünkü onu hedeflemiyor. Yine de sınıfını başarıyla geçiyor, kendini izletiyor, tavsiye ettiriyor.

5 yorum:

  1. hayalmeyal said,

    kesinlikle haklısın. özgü namal tercihini anlamıyorum yönetmenlerin. içinde olduğu hiçbir şeyi izleyemiyorum, bu filmi de izlemedim, töre cinayetleriyle ilgili olması nedeniyle merak ettiğim halde mutluluk'u da onun yüzünden izlemedim.

    on 10 Haziran 2007 23:09


  2. Emre said,

    Filmi seyretmedim ama; bu Özgü Namal olayı oturup tartışılacak bir konu. Bütün işlerini görmüş değilim, ama orda burda dizilerdi reklam filmleriydi derken gözüme baya bir batıyor. Kendisini tamamen bir organize işler'de gördüm başka aklıma gelmiyor. Kurtlar vadisindede doğal olarak izlemişliğim var. Şunu söylemeliyim ki eğer sinemamız Özgü Namal'ın performansına ve sempatikliğine kaldıysa vay o sinemamızın haline (kişisel bir düşünce tabi ki bu)

    on 10 Haziran 2007 23:38


  3. Adsız said,

    özgü namal türkiyenin gelmiş geçmiş en iyi kadın oyuncusu bence türkan şorayın bile özgüden öğrenmesi gereken şeyler var.

    on 7 Ekim 2008 21:05


  4. fatih said,

    filmin sonundaki şarkı muhteşemdi şarkının ismini ve söyleyeni bulamıyorum

    on 7 Ekim 2008 21:21


  5. equinox said,

    teknik altyapim olmadigi icin oyunculugu hakkinda yorum yapmak istemiyorum ama access kizi olmamaliydi yahu.
    insanin hic mi santci tavri, kendini koruma gudusu olamaz, para bu kadar mi onemli?

    on 13 Ocak 2010 15:52