Zavet

Neresinden tutup nasıl anlatmalı bu filmi bilemiyorum. Filmi izleyenler kendilerine teselli arıyorlardı, “en azından gördük” diyordu biri arkadaşına, ben de filme pazar günü gittiğimden “pazar filmi gibi” dedim pek de inandıramadan kendimi. Sanırım bizim Maskeli Beşler serimizden pek farkı yok bu filmin.

Kusturica’nın her zamanki mizah anlayışında diyenler olacaktır, ama bu sefer çok fazla abarttığını düşünüyorum. Artık galiba icatlar yapan insanlarından ve araya sıkıştırdığı Yugoslavya’ya dair fikirlerinden kendisi bile bıkmış. Çünkü öyle bir saçmalık yaratmış ki nasıl anlatabileceğimi bilmiyorum. Denemeye çalışacağım sadece. Tsane, dedesiyle birlikte köyde yaşayan bir çocuktur. Dedesi öleceğini ve onun yalnız kalacağını düşünüp onu şehre yollar, tadilatını yaptığı kiliseye bir ikona alması ve kendisine bir gelin bulması için. Tsane’nin başına bir sürü şey gelir. Jasna ile karşılaşır ve ona aşık olur. Jasna’nın annesi fahişedir ve onu da fahişelik yapması için kaçırırlar. Dedesinin kan kardeşinin torunları Tsane’ye yardım ederler. Bu torunlardan biri cüce, biri de neredeyse devdir. Bunlar ateş etmekten hoşlanırlar ve yine -dede gibi- garip icatları vardır. Tsane, Jasna’yı Gazda’nın (Miki Manojlovic) elinden kurtarır. Köye dönerler, ancak Gazda peşlerinden gelir ve her şey dedenin düğününde kesişir, silahlar patlar. Daha fazla anlatamayacağım çünkü hatırlarken bile daralıyorum.

Cannes Film Festivali'nde de eleştirilen filmini nasıl savundu Kusturica bilmiyorum, ama benim sevdiğim bir yönetmendi. Sjecas li se Dolly Bell, Arizona Dream, Underground filmlerini yapmış bir yönetmen nasıl bu hale geldi, böyle sığ ve basit bir filmi nasıl yapabildi anlamak mümkün değil. Miki Manojlovic yönetmene inanıp bu filmde yer almış belli ki, bunun için ona da üzüldüm. Filme dair bir şeyler söyleyebilmeyi, en azından eğlenceliydi diyebilmeyi isterdim, ama mümkün değil. Sadece hayal kırıklığı..

3 yorum:

  1. adia said,

    film hakkındaki fikrine katılıyorum.
    ben de bu filmi kasım başında festivalde izledim. daha doğrusu izlemeye yeltendim. ama itiraf etmeliyim ki yarıda bırakıp çıktım. sinemada film izlemenin de bir adabı olduğuna, filmin sonuna kadar izlenmesi ve ona göre bir fikir yürütülmesi gerektiğine inanan bir insan olmama rağmen gerçekten dayanamadım. ya Kusturica'dan çok şey bekliyordum, ya da bu film gerçekten de ahım şahım bir film değildi. daha önce kötü filmler izlediğim oldu. bu film için "ben böyle iğrenç bir film görmedim" demiyorum (zaten filmi sonuna kadar izlemedim) ama gerçekten de öyle çekici ve iç açıcı bir film olmadığı doğru. sığ olduğu fikrine katılıyorum.

    on 18 Ocak 2008 14:52


  2. kusturica'yı sevmem. itici filmler çekiyor.

    on 19 Ocak 2008 19:04


  3. Adsız said,

    ben dün cnbc-e de izledim gayet farklı eğlenceli bi film di

    on 23 Eylül 2010 15:13