My Blueberry Nights

Wong Kar Wai’nin Amerika’da İngilizce çektiği ilk film, en önemli özelliği bu, en büyük kusuru da sanırım.. Amerika’da film çekeceğini duyduğumda içimde bir korku oluşmuştu zaten hemen. Yine de bir umut taşıyordum filmi izleyene kadar.

Elizabeth (Norah Jones) sevgilisi tarafından aldatıldığını öğrenir. Adamın her zaman gittiği kafeye gidip anahtarlarını bırakır. Kafenin sahibi Jeremy (Jude Law) ile kavanozdaki anahtarlar, biten ilişkiler ve hiçbir zaman yenmeyen yabanmersinli turta üzerine sohbet ederler. Elizabeth bulunduğu yerde kalırsa asla değişemeyeceğini düşünüp bir yolculuğa çıkmaya karar verir. Aslında bu Jeremy’nin kafesine dönmek için yapılması gereken bir yolculuktur. Bu yolculukta, sürekli içen polis Arnie (David Strathairn) ve onun taptığı karısı Sue Lynne (Rachel Weisz) ile tanışır. Aşkın saplantılı ve acımasız yüzünü görür. Arnie intihar eder. Yolculuk devam eder. Gece gündüz çalışıp bir araba almaya çalışır, zaten uykusuzluk da çekmektedir. Bundan sonra onunla başka bir yolculuğa çıkacağı şımarık Leslie (Natalie Portman) ile karşılaşır. Zengin kumarbaz Leslie ile birlikte babasının kaybını yaşar. Bulunduğu her yerden Jeremy’e mektup yazar. Aralarındaki bağ hiç kopmaz. Sonunda bütün bu yollardan geçip yolun karşı tarafına Jeremy’e ulaşır. Her gün gidip penceresine baktığı sevgilisinin dairesi de boşalmıştır. Artık rahatlıkla yabanmersinli turta yiyebilir.

Kabul edelim çok eli yüzü düzgün bir film bu. Kadrosu görkemli. Oyunculuk çok iyi, filmin en iyi tarafı da bu. Rachel Weisz olağanüstü güzel. Jude Law iyi, Norah Jones da sıradan birini oynadığından pek batmıyor. Ama filmi Wong Kar Wai değil de, bir araya gelip Wong Kar Wai filmi çekme isteğinde olan bir ekip çekmiş sanki. Kamera kullanımı, müzik seçimi, hatta yönetmenin diğer filmlerine yapılan bolca göndermeyle bir Wong Kar Wai filmi çekmeyi başarmış da bu ekip, çok basit bir hikaye, üstünkörü çizilmiş karakterler ve kötü diyaloglarla. Fakat yönetmen yok ortalıkta, taklit etmeye çalışan bir kameranın varlığı sürekli fark ediliyor. Yönetmenlerin kendi filmlerine yaptığı göndermeleri yakalamak keyifli olur hep, ama bu sefer çok kötü batıyor onları bulmak, çünkü garip bir biçimde onlarla Wong Kar Wai olduğunu ispatlamaya çalıştığını düşünüyorsunuz yönetmenin, acınası bir çabaya dönüşüp üzüntü yaratıyor onları görmek. Lütfen ülkene geri dön Wong Kar Wai hevesini aldın işte demekten başka çare yok.

1 yorum:

  1. sumero said,

    Ayri bir sinema dili olan Wong Kar Wai, bu filmde kendine ait tum ogeler ogeleri gorebiliyoruz. Isiktan, kamera panlarina, muzikten iliskilere kadar. ama ben kendisini ortaliklarda goremedim. filmerlini izleyen birkac kisinin cektigi bir yapit gibi duruyor(ki boyle olmasini umuyorum) ve umuyorum ki yine kendi kitasinda filmler cekmeye devam eder.

    on 23 Ocak 2008 15:07