Beş Vakit
Reha Erdem^in yazıp yönettiği 2006 yapımı filmi..
İzlediklerim arasında yönetmenin işitsel ve görsel açıdan en dolu filmi diyebilirim. Ayrıca filmin belirli bir olay örgüsünün takip etmemesi ve değindiği konuların üzerinde kesin çizgiler bırakmaması tam anlamıyla muhteşem..
Özel bir yaratım çabasının ürünü olmayan karakterlerin aslında tek bir insanı oluşturduğunu düşünüyorum. Henüz filmin başlarında Nine^nin "her erkek babasına benzer sonuçta" demesiyle birlikte babalarını bir şekilde gömmeye çalışan Ömer ile Yakup^un bu benzerlikten kaçmaya çalıştıklarını anlıyoruz.
"Su insan hayatı için vazgeçilmezdir ve doğada kendi kendini var edebilen tek maddedir"
Çocukların varlığı, köyde o hayatı yaşamak için vazgeçilmez olan babalarına benzerlikte yatıyor. Kendi kendilerine var olmaları için gerekenleri hayatları boyunca alamamışlar, babaları yanlış, sevgisizliğin her çeşidini yaşıyorlar ve belki de gerçekten ne istediklerini bilmiyorlar. Farklı bir hayat isteklerinin dışarı çıkamaması zamanla zorluyor ruhlarını ve içten içe işkence çekiyorlar. Sürekli bir ölüm isteği var, köydeki herkes ölüm bekliyor ya da ölüm istiyor.. Hayatların her yerine ölüm tedirginliği sinmiş, ölüme en yakın olan nineden en uzak olan bebeğe kadar herkes her an ölümü yaşayabilir. Günün beş vaktine saklanmış çocuk, erkek, kadın, yaşlılık ve ölüm var.. Babalar ve oğullar var, anneler ve oğullar var, anneliği annesinden iyi bilen kızlar var.. Üzerine basılmamış gibi dursa da çocukların sırtında taşıyabileceklerinden çok fazla yük var, hiçbir şey olmayan ailelerden beklentiler var.. En küçüğü bile ezici, çünkü hiç bir şey istemeye hakları yok..
Reha Erdem benim gözümde Türk Sinemasının son dönemlerindeki en iyi yönetmendir. Filmlerini çekeceği yerleri çok iyi seçiyor, mekanlarını oyuncularından bile daha iyi kullanıyor. Bunun yanında seçtiği müzikler de anlatımını akıcı hale getirmeyi başarıyor. Her filminde bir insan yapıyor, yeni bir insan yaratıyor ve onun ruh halini, yaşadıklarını ve yaşayabileceklerini anlamamızı sağlıyor. Bastığı her taşın altında bir neden saklı, çizdiği her çizgi mutlaka bir şeyle birleşiyor, çektiği hiçbir sahne filmi doldurmak için değil, tamamı bir noktada yakalıyor. Reha^nın filmlerinde parçaları toplayınca bütünü çok fazla aşıyoruz, böyle olunca da parça parça onlarca film oynuyor kafamızda..
5 Vakit, çok beğendiğim bir film oldu. Üzerine farklı bir insan tamamen farklı binlerce şey düşünebilir. Bu noktayı da çok seviyorum, son olarak en insani coğrafyayla filmi kendimce özetliyorum;
"insanın gecesi ile gündüzü arasındaki sıcaklık farkı ruhunun parçalanmasına neden olabilir.."
Teşekkürler.
3 yorum:
-
"Sevinme, iyileşir"
repliği belki de filmi açan ve kapayandı. Film gece başladı, sabah bitti. Film güzel başladı, çok güzel bitti.
-
"zaman böyle geçip gidiyormuş ve böyle geçmek bilmiyormuş" sözünü hatırlatıyor bu film bana..
reha erdem istediği türde filmi hakkını vererek yapıyor, yeni filmini heyecanla bekliyorum.
-
mis gibi pırıl pırıl anlatmış yönetmen bu hikayeyi...