la jetée


bu film çocukluk dönemine ait bir görüntüden çok etkilenmiş bir adamın öyküsüdür



film deyince hepimizin aklına dönen film sargılarının oluşturduğu görüntüler düşer; maksimum stop motion la canlanan kahramanlar ya da .Peki ya görüntünün öncesi fotoğraflar? 1962 yapımı La Jetée, tam da bu fotoğraf karelerinin beyaz perdede değil de bizim zihnimizde filmleştiği yapıtlardan biri. Terry Gilliam'ın 12 Maymun'unu sevenlerin el rehberi, 12 maymun öncesi lucid dream denemesi.

Elimizde 28 dakikalık az zamanda çok şey anlatan bir düzine fotoğraf karesi mevcut. Hani eskiden fotoromanlar olurmuş ya- biz teknoloji nesli olduğumuzdan denk gelemedik onlara- işte o fotoromanların beyaz perdeye yansıyışı. Daha öncesi var mı bilmiyorum, yönetmen Chris Marker kime öykünmüş de böyle birşey yapmış ondan da haberdar değilim ama filmi izledikçe keşke bir 28 dakika daha olsa diyenlerdenim. Fotoğrafların hayat vermeyi başardığı atmosferle ekrana takılıp kalan gozlerimizle şu sayfalarını çevirdikçe hareketlenmeye başlayan çizimleri izliyor gibiyiz.

12 Maymun'u hali hazırda izlemiş insanlar olarak hemen konuyu anlıyoruz anlamasına da keşke izlemeseymişiz aslında Gilliam'ı; orjinali kesinlikle çok daha çarpıcı.

Bu kadar siyah beyaz fotoğraf karesinden yapılanmaya başlayan hikayemiz için de ufacık, tek bir sahnelik bir gerçeklik: Uyanmaya başlayan bir kadının gözünü açışı... Başka bir filmde olsa " Bu da böyle bir sahne herhalde, geçelim bakalım devamında ne olacak." diye düşünen zihnimiz bu filmde tam da bu karede takılıp kalıyor. Filmin kamerayla çekilen tek sahnesi olması dolayısıyla da olabilir belki bu ama filmi bitirdiğimizde fotoğraflarla kurulan bir dünya ve kadının gözünü ne kadar güzel açtığı kalıyor aklımızda. Mutlaka izleyin; hele ki 12 Maymun'u sevmişseniz La Jetée'yi kesinlikle kaçırmayın.


0 yorum: