Juno

“Sevimli jenerik ve gülümseten karakterler, güzel müzikler, basit ama etkili senaryo, küçük ve samimi bir film.”

Juno için yapabileceğim tanım budur, bu tanımın son dönemde ön plana çıkan bağımsız filmler için de gayet ideal olduğunu görebilirsiniz. Juno da böyle bir film.. Keyif veriyor ama bir yandan da “bu tarz filmler yapmanın dahi bir şablonu oluşmaya başladığı” düşüncesiyle ürkütüyor..

Erkek arkadaşı ile girdiği ilişkiden sonra hamile kalan 16 yaşında bir karakter.. Yaşıtlarından farklı, hatta okuldakilerin garip diye nitelendirdiği çocuklardan.. Ailesine durumu açıyor, önce kürtaj düşünse de sonra karnındaki varlığın canlı olduğu fikriyle vazgeçiyor ve çocuğunu büyütecek bir aile bulmaya karar veriyor.. Juno^nun ailesi de bu arayışa ortak oluyor ve bebeği sahiplenecek bir çift buluyorlar. Burada hikayeye o çift de dahil oluyor ve senaryo yan unsurlarla güçleniyor, ana konuyu destekliyor.. Bu ikisi arasındaki bağlantı zaman zaman güçlense de bana göre sert ve ters bir şekilde kopuyor..

Filmin özellikle senaryo dalında ödüller almasını pek anlayamıyorum, Akademi üyelerinin “bir ödül verelim, bağımsızları da yanımızda görelim” düşüncesi sanırım bu, ya da film sonunda oluşan gülümsemenin etkisi.. İyi bir film Juno, ancak karakterlerin tepkileri ve hikâyenin gidişatı biraz zorlama gibi duruyor. Filmlerde gerçekçilik aramam ancak bir babanın kızının hamile olduğunu duyduğunda gözlerinde oluşacak ifadesi önemlidir, burada kabulleniş biraz hızlı gibi.. Yine ana karakterimizin sorunlu ya da farklı olduğunu bilmeme rağmen nedenlerini anlamak isterim, film Juno^nun neden “farklı” olduğunu da anlatsın isterim, burada dayatma kabul edemem.. Bunları göremedim maalesef.

Aynı şekilde zorlama bir ilişki gibi duran ve sadece bir araçmışçasına incelenen erkek arkadaş (ya da partner diyebilirim, sonuna kadar öyle duruyor) karakteri de filmin sonunda güzel şarkılara eşlik edecek bir aşık pozisyonuna biraz hızlı geçiyor gibi, eğer bir müzik grubu ve arkadaşlık söz konusuysa senaristin bunu bize hiç anlatmadan kabul ettirmesi de garip kaçıyor.. Sanırım filmin samimi duruşu ile geldiği noktada izleyicisine her şeyi koşulsuz kabul ettirebileceklerini düşündüler, çoğu izleyici için de haksız sayılmazlar.. (ayrıca yine “bu tarz” filmlerin süresi de bellidir, fazla yayılamaz)

Ayrıca son olarak filmin verdiği mesajlara da şaşırıyorum, 16 yaşında anneliğin kürtaj düşüncesine bariz üstünlüğü var, filmde gördüğümüz en sevimsiz insanların “Şimdiki kadınlar” derneğinde olması başka bir şey anlatmıyor sanırım.. Son zamanlarda mesaj kaygısı gütmediği belli olan filmlerin bir noktada ne anlattığını şaşırması hadisesi Juno için de geçerli. Across The Universe* savaş karşıtıyken hikâyenin çıkarları gereği barışçılara bomba yaptırmıştı, Juno da “doğurun gitsin” der gibi, anlam veremiyorum bu duruma.. Bebeğin yeni annesi olacak karakterimizin de filmin en sinir bozucu varlığı olması ve bebeğe kendi istediklerine göre bir hayat dayatacağı belli olmasına rağmen “iyi anne” gibi gösterilmesini de kabullenemedim. Çocukları için her şeye karar veren ebeveynler maalesef göründükleri kadar düşünceli ve iyi değiller, sadece yaşayamadıklarını yaşatmak için bebek yetiştirirler. (evet saksıdaki çiçek gibi)

Aslında çok iyi bir Tv dizisi olabilirdi bu hikâyeden, böylece Juno^nun çocukluktan kadınlığa ve anneliğe geçişini, karnında taşıdığı varlığın etkilerini üzerinde hissetmesini biraz daha iyi anlayabilirdik. Sadece şu kullandığım resimde bulunan “hamburger telefon” anlatmak zorunda kalmazdı Juno^nun çocukluğunu..

Sözün özü, Kimya Dawson ve The Moldy Peaches^ın güzel müzikleriyle süslü, oyuncaklı bir jeneriğe sahip, Ellen Page^in iyi oyunculuğu ile renk kattığı “zaman geçiren” filmlerden birisi Juno.. Aslında üzerine düşünmeyi gerektirmeyen ve Pazar günü evde oturup izlenebilecek filmlerden birisi, siz de benim yaptığım hataya düşüp biraz düşünürseniz “küçük ve samimi” film gözünüze farklı görünecektir.. (Yazı bittiğinde anladım ki çok gerilmişim aslında filme..)

*(Across The Universe gayet mesaj veren bir film olabilirdi aslında The Beatles şarkılarıyla ama farklı bir şeydi aradıkları sanırım, başka bir yazının konusu)

2 yorum:

  1. Adsız said,

    dublörünün Ariel Rebel olduğuna inanıyorum..

    on 25 Eylül 2008 13:48


  2. lady shave said,

    Juno da çok cici bir filmdi..

    on 19 Aralık 2010 14:42