Ghost World

Çok geç kalınmış, arkadaş tavsiyesi sayesinde neyse ki daha fazla geç kalınmadan izlenmiş 2001 yapımı çizgi romandan uyarlama Terry Zwigoff filmi. Yönetmen ne yapmış etmişse hemen bulup izlemek istiyorum, diğerleri için de geç kalmadan.

Enid ve Rebecca liseden mezun olurlar. Koleje gitmeyip hemen iş bulmak ve birlikte ev tutmak gibi hayalleri vardır. Kendilerini yaşıtlarından, hatta dünyanın geri kanalından farklı görürler. Tuhaf denilebilecek insanlara yakınlık duysalar bile onlara da sivri dillerini uzatmaktan geri durmazlar. Rebecca bir kafede iş bulup çalışmaya başlar. Enid ise önce geçebilmek için yaz okulunda sanat dersleri almak zorundadır. Hemen iş ve ev hayatına atılmak için de can atmaz. Gözlem yapmaktan, insanları izlemekten hoşlanırlar. Gazetede kişisel ilanlardan buldukları Seymour’a bir randevu verip onu uzaktan izlerler, sonra evine kadar takip ederler. Bir plak sayesinde hayatına da girer Seymour, Enid’in. Seymour’ın “tuhaflığını” çekici bulmaya onun plak koleksiyonuyla ilgilenmeye başlar. Aralarında biraz garip de olsa bir arkadaşlık oluşur. Daha fazla ayrıntıya girmeyeyim, ki çok güzel detayları var filmin, bu pek kaba bir özet oldu.

Çok zekice yazılmış bir senaryosu var filmin, neredeyse her karesinde toplumsal bir eleştiri var. Ama bu senaryoya o kadar güzel yedirilmiş ki, hiçbirinin altı kalın kalın çizilmiyor. Enid’in bir fast food dükkanındaki ilk iş gününde büyük seçim olsun mu diye soramadığı, çok şişman bir kadına bol tereyağlı mısır verirken tiksindiği sahne çok eğlenceli, bu kadar yerinde bir eleştiriyi doğrudan fast food’u ele alan filmler bile yapamadı. Sanat derslerinde fincanın içine atılmış bir pedin dahiyane bulunması, bir afiş üzerinden yapılan ırkçılık eleştirisi.. O güzel detaylardan sadece birkaçı.. Ayrıca liseden mezun olmuş genç birinin önünde sadece hemen bir iş bulup gündelik hayata karışma, ya da koleje gitme seçeneklerinin olmasını da eleştiriyor film. Bir ütü masasına, bardaklara heyecanlanmaları bekleniyor onlardan, girdikleri ilk işte tutunmaları, hayatlarının geri kalanını hemen planlamaları… Hiç gelmeyecek bir otobüsü beklemek ve ona binip gitmek belki de bu seçeneklere en iyi alternatifi oluşturuyor. Neyse ki Enid de bu çok doğal bocalamalardan birini yaşayıp ne yapmak istediğini soruyor kendine ve o otobüsün çağrısına uyuyor.

Enid’in eskiden her şey daha mı iyiydi sorusuna Seymour’ın verdiği cevap filmin incelikle söylemek istediği şeyi özetliyor sanki. “Bilmiyorum, insanlar hala birbirlerinden nefret ediyorlar, ama bunu nasıl saklayabileceklerini daha iyi biliyorlar.” Biraz o saklı olana bakıyoruz sanki, insanları takip edip evlerine kadar vararak..

Oyunculuk konusunda da çok doğru seçimler yapılmış; Thora Birch ve Scarlett Johansson rollerinde çok iyiler; ama Steve Buscemi, Seymour karakteriyle inanılmaz.. Çok da güzel bir soundtrack’i var filmin, Seymour’ın plak koleksiyonundan oluşan. İzlendikten sonra kesinlikle hemen dinlenmeli.

4 yorum:

  1. Steve Buscemi hayranı olmamı bir yana bırakarak söylüyorum ki bu film çok ama çok etkileyici. bi dönem cine'te yüzlerce kez gösterilmiş, bu haliyle bi kısım insanın antipatisini toplamış olsa da hakikaten çok özgün bir senaryosu, muhteşem oyunculuklarıyla izlenmeyi haketmekten öteye geçiyor.
    bu filmi plansekans'ta görmek ne güzel oldu:)

    on 28 Mart 2008 16:49


  2. Adsız said,

    Evet cine 5'te defalarca vermişlerdi. Hiç birinde de baştan sona izleyemedim. Hep bir işim çıktı ve film yarım kaldı. Ama izlediğim kadarı gayet güzel. Terry Zwigoff'un bir diğer filmi; Jerome'ın Planlar mıydı neydi? Ghost World ile aynı ayardan ve yine bir çizgi roman uyarlaması. Kendi yaptıkları "sanat eserleri" üzerine eleştiriler burada da var. Ve yine gidip en b.ktan "eser" üzerine harika şeyler söylüyorlar. Ymnetmenin filmografisi açısından izlenmeli.

    on 28 Mart 2008 16:57


  3. yıllar önce tesadüfen bir korsan vcd.de izlemistim
    "tatlı hayaller" yazıyordu kapağında ve orjinal ismini yıllarca bulamadım
    tesekkür ederim :)

    on 9 Ekim 2008 01:58


  4. lady shave said,

    muhteşem bir film Ghost World.. izlerken lisedeki halimden, isteklerimdem ve yaşantımdan bolca buldum.. göndermeleri de müthiştir.. oyuncu seçimleri daha iyi olamazdı heralde..

    on 19 Aralık 2010 14:41