Hei Yan Quan
2003 yapımı filmi "Bu San"nın (Elveda Sinema) İstanbul Film Festivali’ndeki gösterimi sırasında bir sinema salonunu uzun uzun gösterdiği sabit plana dayanamayan bir izleyici “Ayy” diye bağırmıştı yüksek sesle, “izleyicisi böyle olan bir sinemaya elveda” demiştim, haklıymış yönetmen. Bu yıl festivaldeki filmi “Hei Yan Quan”un (Yalnız Yatmak İstemiyorum) gösterimi sırasında da aynı şey oldu. Neredeyse sessiz olan filmde en fazla duyulan ses kapanan koltukların sesiydi. Ben en çok aramızda filmi izleyen yönetmenin o sırada aklından neler geçirdiğini merak etmiştim, çünkü “filmin son sahnesine dikkat etmenizi istiyorum” demişti ısrarla.
Tsai Ming Liang’ın yaptığına zor bir sinema demek istemiyorum, çünkü uzun planları ve sabit kamerasıyla daha iyi bakmamızı, görene kadar bakmamızı istiyor sanki ve ben bir film başka neden izlenir bilmiyorum.
Filmi anlatmak pek mümkün değil, üçlü aşk hikayesi, işsizlik sorunu, genişletirsek insanlar, ilişkiler.. Ama filmi sahne sahne anlatmak istiyorum ben. Duman altında kalan şehir yüzünden herkesin maske takmak zorunda kalmasını… Sevişmek için maskelerini çıkarıp öksürüklere boğulan iki kişiyi - ki bu şiir değil de nedir… Ordan oraya taşınan yatağı… Ve izlediğim en güzel final sahnelerinden biri olan sahneyi, tamam onu anlatmıyorum. Zaten filmi anlatmanın değil de göstermenin imkanı olsa keşke…