Revolver


"The greatest enemy will hide in the last place you would ever look."



Snatch ile kalbimizde yer almayı becerebilmiş yönetmen Guy Ritchie'nin, 2005 yılında çektiği filmi. Hapishaneden yeni çıkmış bir adam (Jack), büyük mafya patronu Macha ve nereden çıktığı belli olmayan glof meraklısı Zach (the Sopranos 'dan çıkmış bi kılıkla tabii ki, mafya denince ilk akla gelenlerden) ve Avi'nin kesişen -ya da kesiştirilen- yolları üzerine kurulmuş film.


Nahiyesinde çokça mafya öğeleri barındıran filmimiz- ki aslında pe de meraklısı değilimdir bu filmlerin- Jack'ın Macha'dan alacağını istemesiyle başlıyor. Bir de nereden geldiği ilk başta belli olmayan kartvizitler var; daha sonra Jack'in hayatını kurtaracak ya da başka bir açıdan bakıldığında tamamiyle dibe batıracak olan kartvizitler.


Eğer 3 gün ömrünüzün kaldığını öğrenirseniz yapacağınız şeyler ne olurdu? Bu soru sorulduğunda aslında filmin ufacık bir falsosu var; çünkü çoğumuz zaten yüklü miktarda sahip olduğumuz parayla kendimize ufak bir cennet kurarız, 3 günü böyle kurtarırız ama Jack, Avi'nin teklifini biraz da peşinde Macha'nın adamları olamsı sebebiyle kabul ediyor ve Avi ve Zach için çalışmaya başlıyor.


Filmi diğer klasik mafya filmlerinden ayıran özelliği, Jack'in hapishane arkadaşları olan usta bir dolandırıcı ve satranç ustası olması. Oldukça tehlikeli olan bu karışımın ortakları, mükemmel bir formül yapıyorlar kendilerine; kesin bir dolandırıcık formülü ki bu formülü öğrenen Jack'da bunu kullanıp paraya para demiyor bir anlamda.


İşin içine kimsenin yüzünü göremediği ancak O'nun herşeyi gördüğü Mr. Gold girince de film, hafif bir Dövüş Kulübü havası alıyor ki açıkçası ben Gur Ritchie'den daha yaratıcı birşey beklerdim; Snatch filminin hastası olan bir insan olarak bu kadar kolay bir şekilde filmin bağlanması beni çok rahatsız etti açıkçası. Özellikle klostrofobik Jack'in asansorde alteregosu Mr. Gold ile olan muhabbeti ve gereksiz bir Fight Club göndermesi -oldukça aleni ve oldukça gereksiz kanımca- fazlasıyla uzundu; herkes kendi kendine kendisiyle konuşur, tamam, Mr Gold'u ancak bu şekilde seyircilere hissettirebilirde bu da tamam, ama bu kadar uzun, gürültülü ve dediğim gibi fazlasıyla Fight Club havası estiren bir monologa hiç mi hiç gerek yoktu. Keza Mazcha'nın kendi iç hesaplaşmaları da gereğinden uzun tutulmuş gibi geldi. Ancak Ray Liotta'nın hayat verdiği Macha karakterinin devamlı solaryumda olması ve , sanırsam, evin yaklaşık bütün odalarına solaryum cihazlarının yerleştirilmesi, özellikle her daim bronz gezen arkadaşlarımızın seveceği bir detay olmuş.


Filmin en hoş taraflarından birisi Avi ve Zach'in gerçek kimliklerinin ortaya çıkması. Jack ve Mr. Gold ile uğraşan bünyelerimz, filmin sonunda ipuçları tekrar gösterildiğinde nasıl oldu da düşünemedim şeklinde hayıflanıyor. Yoksa Zach gibi bir Sopranos karakterinin kitaplarla ne işi olsun?


Filmde herkes unutulsa bile unutulmayacak bir karakter var ki o da memur giyimli tetikçimiz. Görmediği insanları, örneğin bir üst kattaki adamı, kafasına ateş ederek öldürebilecek kadar isabetli atışlar yapan ve sonrasında da hiçbirşey olamamış gibi yoluna devam eden tetikçi Sorter,gerçekten çok başarılı, bir o kadar da vicdanlı bir karakter olmuş.


Biraz fazla eleştirdim galiba filmi ama bence bulunduğunda izlenebilecek bir film. Bir kaç sahne hariç temposuyla seyirciyi sarıyor, ayrıca içinde barındırdığı bilmeceleri "kimin kim olduğu yorumu" ile filmi izlerken film üstüne düşünmenizi sağlıyor. İzlemekten pişman değilim,bir daha olsa yine izlerim.

0 yorum: