Running With Scissors


Augusten Burroughs^un aynı adlı eserinden uyarlama 2006 yapımı Ryan Murphy filmi..

Film Augusten^in küçüklüğünden başlıyor, annesinin yaratıcı olduğunu ilk kez düşündüğü ana giderek Augusten^in ailesiz kalışının temellerini görüyoruz. Ailesinin bir şekilde dağılması, anne-baba ilişkisinin kötüye gidişi ve tüm bunların içine garip bir doktorun girişi gibi olaylar filmin merkezinde..

Augusten^in Finch denen sahtekâr doktorun evine düşmesiyle beraber hayatındaki sınırlar yerle bir oluyor. Augusten^i anne-babası tamamen boş veriyor ve kendi kendilerine yaratıp devasa boyuta getirdikleri sorunlar içerisinde kaybediyorlar, bu sırada Augusten de Finch^lerin arasında kontrolünü yitiriyor.. Finch^lerin evi adeta bir ucube evi, her şey son derece normal dışı ve her şey olağanmış gibi çatlak bir hava dolaşıyor içerde.. Film açısından her şey ikiye ayrılıyor bu noktada, bu eve geliş aşaması ve evden sonrası.. Zaten bu evin sonrası Augusten^in annesinin tamamen kaybedişi ve evden kurtulma çabası..

Augusten için bu sıradışı geçmişi yazmak eminim ki son derece rahatlatıcı olmuştur, özellikle de annesinin bu kadar yazmaya düşkün olması yüzünden ancak uyarlama izleyici için epey yorucu olmuş.. Filmin süresine dağılacak bir bağlayıcılığı yok.. Ayrıca ucube evinin de beklentilerimi karşılayamaması, karakterlerin üzerinde çok az durulması filmin diğer zayıf yönleri.. Arada sırada ciddi anlamda güldürmesi, bazen de parçalanmış düşleri hiç çekinmeden gösterebilmesi de olumlu yönleri, özellikle Neil karakterinin şiir okuduğu sahne benim açımdan filmin en güzel sahnelerinden birisiydi..

Bu garip hayatların ve absürt yaşamların bir noktada gerçek olduğunu düşünmek ve bunca hayatın bir evde toplanması ilgi çekici.. Eksik hayatlar mı toplanıp birbirini tamamlıyor, yoksa eksilenler yan yana gelerek daha büyük bir eksi mi oluşturuyor bilmiyorum.. Ancak anılardan da yola çıkarak böyle bir gariplik daha farklı anlatılabilirdi, aktarım şeklinden hoşlanmadım.. Filmin ortalarında şu eve Terry Gilliam bir el atsaydı çok daha farklı olurdu sanırım diye de düşünmedim değil..

2 yorum:

  1. hayalmeyal said,

    nip tuck'ın yaratıcılarının filmi olması beklentilerimi çok yükseltmişti, ancak sonuç çok parlak olmasa da eğlenceliydi..
    ayrıca "the royal tenenbaums" bakalım kaç filme daha ilham kaynağı olacak.

    on 16 Kasım 2007 13:04


  2. oinone said,

    gwyneth paltrow'u the royal tenenbaums'la bu kadar benzer bir role konmasi sonu hakkinda olmayacak tahminlerde bulunmama neden oldu dogrusu (:
    ryan murphy bir fenomen olusturdu nip/tuck'la dogruya dogru ama bu altindan cok da hakkini vererek kalkacagi bir film degildi.. need adli bir projesi var naomi watts ve nicole kidman'i basrolune yerlestirdigi.. iyi oyuncular onunla calismak istiyor umarim bunu guzel projelerle degerlendirir..

    on 29 Kasım 2007 12:08